Kelimeler arşivi içinde; sonunda "veya" olan, toplam 3 adet kelime bulunmaktadır. Sonu veya ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında veya olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde veya olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
VEYA
Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.
TATAVEYA
Boşuna, rasgele : Tabancasını tataveya attı.
KAVEYA
Roma tiyatro yapısında seyircilerin oturduğu bölüm. bk. teyatron.
Bu bölümde tanımı içerisinde VEYA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ACEMLEŞMEK
Kültür ve medeniyet bakımından İran halkını örnek almak veya etkisi altında kalmak.
ABAJUR
Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi. Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba.
ABAŞO
Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama. Altta, aşağıda bulunan, alttaki.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
ABORDA
Bir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye veya bir rıhtıma yanını vererek yanaşması.
ABBAS
"Yola çıkacak veya ölümü yaklaşan kimse" anlamlarındaki Abbas yolcu deyiminde geçen bir söz.
ACIMA
Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.
ABANDIRMAK
Bir kimsenin bir yere veya bir kimseye yaslanmasını sağlamak. Bir hayvanı yere çöktürmek.
ACILAŞTIRMA
Acılaştırmak işi veya durumu.
ABACI
Aba yapan ya da satan kimse. Asalak. Bedavacı. Abadan giyecek yapan veya satan kimse.
ABARTI
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa.
ACİBE
Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
ABAJURCU
Abajur yapan veya satan kimse.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
ACIMAK
Tadı acı duruma gelmek, acılaşmak. Başkasının uğradığı veya uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek. Merhamet etmek. Acılı, ağrılı olmak.
ABLA
Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).
ABLİ
Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.
ACABA
Şüphe, kuşku. (a'caba:) Merak, kararsızlık veya kuşku anlatan bir söz, acep.