Kelimeler arşivi içinde; başında "tüp" olan, toplam 16 adet kelime bulunmaktadır. tüp ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu tüp ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde tüp olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
TÜPÜLDEMEK, TÜPÜRDEMEK
TÜPLETMEK, TÜPÜLDEME, TÜPÜRCEYH
TÜPLEMEK, TÜPÜRMEK
TÜPLEME, TÜPÜLER, TÜPÜLTÜ, TÜPÜRTÜ
TÜPLÜK, TÜPSÜZ
TÜPÇÜ, TÜPLÜ
TÜP
TÜP
Laboratuvarlarda türlü işlerde kullanılan, bir ucu kapalı cam boru. Akışkan maddelerin konulduğu, genellikle silindir biçiminde, içi boş, ağzı özel tapalı kap. İçine krem, diş macunu, ilaç vb. maddeler konulan, bir ucu burgu kapaklı, plastik veya metal boru. Fallop tüpü.
TÜPLETMEK
Karnı şişen çocukların iyileşeceği inancıyla karınlarının üstüne ılık kül döküp oğmak ya da oklava ile hafifçe vurmak. Çocuğun hastalık nedeniyle şişen karnını sıcak külle ovmak.
TÜPÜLER
Manisa şehri, Gördes ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
TÜPÜRMEK
Tükürmek.
TÜPSÜZ
Asılsız.
TÜPÜLTÜ
1.Hafif ses, pıtırtı. 2.Yürek çarpıntısı. Koşan hayvanların ayak sesleri.
TÜPÜLDEME
Yürek çarpması.
TÜPLÜK
Laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla.
TÜPÇÜ
Tüp gaz satan veya dağıtan kimse.
TÜPÜLDEMEK
Yürek hızlı hızlı çarpmak.
TÜPLEMEK
Tüpe doldurmak.
TÜPLEME
Tüplemek işi.
TÜPÜRDEMEK
Yürek hızlı hızlı çarpmak. Yürek korkuyla hızlı çarpmak.
TÜPLÜ
Tüpü olan. Tüp içinde yetiştirilen.
TÜPÜRTÜ
Hafif ses, pıtırtı. Yürek çarpıntısı. Yürek çarpması. Gürültü, ses.
TÜPÜRCEYH
Tükrük.
Bu bölümde tanımı içerisinde TÜP geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KİTAPLIK
Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane. Kitap yapmaya elverişli. Evlerde ve iş yerlerinde içinde kitapların bulunduğu oda. Kitap olabilecek kadar. Belli bir sayıda kitabı olan. Kuruluş amaç ve görevine uygun kitap, film, plak gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan, düzenleyen ve genel olarak ilgilenen okurlara sunan kuruluş, kütüphane, bibliyotek.
DREN
Ark. Ameliyat sonrası vücut içinde kalan doku artıklarını ve sıvıları dışarı atmak veya yara üzerindeki iltihabı akıtmakta kullanılan bükülgen tüp, akıtaç.
TRANSİSTÖR
Germanyum veya silisyum elementlerinin yarı iletkenlik özelliklerinden yararlanılarak imal edilen, elektronik tüplerin elektrik titreşimlerini genişletmekte kullanılan, sağlam yapılı ve uzun ömürlü alet.
TULUM
Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi. Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi. Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda. Şişman, tombul. Tüp.
FIRIN
İçinde genellikle odun yanan, her yanda aynı derecede ısı oluşturarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanı tonoz biçiminde, önünde tek açıklık bulunan ocak. Elektrik, tüp gaz ve doğal gazla çalışan, yiyecekleri pişirmeye veya ısıtmaya yarayan alet. Bu ocakta pişirilmiş. Ekmek, pasta vb.nin pişirildiği ve satıldığı dükkân. Bir maddenin fiziksel veya kimyasal değişime uğratılması amacıyla içinde ısıtıldığı araç.
AMPUL
İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkeni bulunan, havası boşaltılmış cam şişe. İçinde sıvı durumda ilaç bulunan, kapalı cam tüp.
ÜSTÜPÜLEME
Üstüpülemek işi.
BİBLİYOTEKÇİ
Kütüphaneci.
DALLANDIRMAK
Dallanmasına yol açmak. Bir işi, bir sorunu büyütüp karışık duruma getirmek.
KARTUŞ
Merminin arkasından namluya sürülen bezden veya kartondan barut kesesi, hartuç. Yazıcıya yerleştirilen mürekkep dolu tüp. Resim yazıda kralın adını diğerlerinden farklı bir biçimde göstermeyi sağlayan oval çerçeve. Dolma kalem içine yerleştirilen mürekkep dolu tüp.
KALAFAT
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi. Aşağısı dar, yukarısı geniş bir tür yeniçeri başlığı. Onarma, tamir etme. Osmanlı Devleti'nde vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık.
MİKROSKOP
Bir mercek düzeneği yardımıyla küçük nesneleri büyütüp daha belirgin duruma getirmeye veya çıplak gözle görülmeyenleri göstermeye yarayan alet.
ANTİKATOT
Basıncı azaltılmış bir elektrik boşalma tüpünde, katot ışınlarını durdurmak için tüp içerisinde katot karşısına yerleştirilen genel olarak metal yaprak.
HOŞT
Köpekleri ürkütüp kaçırmak için çıkarılan ses.
KIŞKIRTMAK
Kümes hayvanlarını ürkütüp kaçırmak. Bir kimseyi kötü bir iş yapması için harekete geçirmek, tahrik etmek.
BÜYÜLTEÇ
Fotoğraf ve resim büyültmeye, büyültüp basmaya yarayan aygıt, agrandisör.
MAHMUZ
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça. Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı. Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı. Eski tür savaş gemilerinde su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı.
KÜRATÖR
Müze, kütüphane, sergi, hayvanat bahçesi vb.ni yöneten ve etkinliklerini düzenleyen yetkili kimse.
KILCALLIK
Kılcal olma durumu. Kapsadığı sıvılar bakımından kılcal boruların özellikleri. Bir kılcal boru veya tüpün durumu.
KIZMABİRADER
Zarla oynanan, karelerde taş yürütüp çeşitli engellerle dolu karelerden oluşan yolu bir an önce bitirmeye dayanan bir oyun türü.