Kelimeler arşivi içinde; sonunda "tutam" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu tutam ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında tutam olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde tutam olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
TUTAM
TUTAM
Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan. Bankacılıkta kullanılan, borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay, hisse, parti, lot.
Bu bölümde tanımı içerisinde TUTAM geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ELÇİM
Bir defada ele alınabilecek kadar az olan nesne. Tutam, bir demet, bir parça.
PARTİ
Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka. İnsan topluluğu. Bir bütünün parçası, kısım. Bazı oyunlarda bir kez. Çok ucuza elde edilen şey, kelepir. Armoniyi oluşturan ezgilerden her biri. Bir araya gelinerek tavla, konken, okey vb. oynanan oyunlardan her biri. Tutam. Vurgun, kazanç. Herhangi bir ürünün tek seferde bir yerden başka bir yere gönderilen bölümü. Bir kişi, bir kuruluş veya bir topluluğun, çoğu belli bir şeyi kutlamak amacıyla düzenledikleri eğlence. Bir yere bölümler hâlinde gönderilmekte olan bir malın veya bir bütünün parçası.
TUTAMAÇ
Bir şeyin tutulup çekilecek yeri. Tutunacak yer, tutamak. Telgraf veya elektrik direklerine rahat çıkmayı sağlayan ve ayağa takılan mahmuzlu araç.
BAĞLIM
Deste, demet, tutam.
KAVRAM
Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımı, mefhum, fehva, konsept, nosyon. Karın zarı, periton. Nesnelerin veya olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarım, mefhum, konsept, nosyon. Tutam, avuç dolusu.
ALKUM
Bir avuç, bir tutam.
TAŞMAK
Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak. Öfke, sabırsızlık ya da heyecan yüzünden kendini tutamamak. İnsan, nesne vb. çokça bulunmak, sayısı artmak. Bir yere veya şeye sığmamak. Akarsu, yatağından çıkarak çevresini kaplamak.
TUTAMAÇLI
Tutamacı olan.
PERÇEM
Başlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı. Kâkül. Yele.
LOT
Tutam (II).
BİCİMCİK
Ufacık, bir parçacık, bir tutam.
TUTAMLIK
Herhangi bir tutam miktarında olan.
MEÇ
Süngü gibi yalnız batırılarak yaralamaya yarayan, kısa, düz ve ensiz kılıç. Saçın küçük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyanmış durumu.
YIĞILMAK
Yığma işine konu olmak veya yığma işi yapılmak. Düşmek, yıkılmak, kendini tutamayıp çökmek. Çok sayıda birikmek, toplanmak.
BEYYİNE
Bir olayın doğruluğunu ortaya koyabilen yöntem. Duruşma sırasında bir düşünceyi gerçekleştirmek için başvurulan belge, kanıt, tutamak, delil.
TUTAMAK
Tutamaç. Tutunacak, dayanacak, güvenecek şey.
TUTAMLAMAK
Bir tutam almak.
TUTAMLAMA
Tutamlamak işi.
HİSSE
Pay. Bir olaydan çıkarılan ders. Tutam.
SİDİKLİ
Üstüne sidik bulaşmış bulunan. Sidiğini tutamayan, üstüne işeyen.