Kelimeler arşivi içinde; başında "suyu" olan, toplam 18 adet kelime bulunmaktadır. suyu ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu suyu ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde suyu olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
SUYURGATMAK
SUYUKÇULUK, SUYURGAMIŞ, SUYURGAMAK
SUYUGÜZEL, SUYUTKUNU, SUYUNKÖZÜ, SUYUNGÖZÜ
SUYURGAL, SUYURGAN, SUYUŞMAH
SUYUNCA, SUYURDU, SUYUMAK, SUYUTAN
SUYUM, SUYUK
SUYU
SUYU
İnanışa göre ölüp gömüleceği yere bilmeden gitmek.
SUYUGÜZEL
Ankara ilinde, Balâ ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
SUYUNCA
Ardından, izinden, peşi sıra. Keyfine göre, arzusu gibi, isteğine uygun.
SUYURGAMIŞ
Lütufta, ihsanda bulunan, bağış yapan kimse. Acıyan, merhamet eden.
SUYUTKUNU
Beceriksiz, inceliksiz, kaba kişi.
SUYUKÇULUK
Organizmadaki hastalık belirtilerini suyukların bozukluğuna bağlayan tıp öğretisi.
SUYUTAN
Karst yörelerinde, gölova ve kör koyakların tabanında biriken suları çekerek derine aktaran bir tür doğal kuyulara verilen ad.
SUYURDU
Kaynak, pınar. Giresun şehri, Alucra ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
SUYURGAMAK
Taltif etmek, ihsanda bulunmak.
SUYUNGÖZÜ
Kaynak, pınar : Haydin suyun gözüne gidelim.
SUYURGAN
Bağışta, ihsanda bulunan. Merhametli.
SUYURGATMAK
Yüzüne karşı övülmek, armağan ya da ödül almak.
SUYURGAL
İhsan, atiyye, hükümdar tarafından bağışlanan dirlik.
SUYUNKÖZÜ
Suya düşen cemre, ikinci cemre.
SUYUMAK
Sövmek.
SUYUŞMAH
Gizlice kaçmak, uzaklaşmak, sıvışmak : Osman döğüş olanda ordan ele suyuştu ki!.
Bu bölümde tanımı içerisinde SUYU geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKINTI
Akma işi. Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum. Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması. Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan. Eğiklik, eğim, meyil. Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı.
BOYLER
Kalorifer kazanının sıcaklığından yararlanarak içindeki suyun ısıtılması sağlanan depo.
BATIRIK
Köftelik bulgur, dövülmemiş ceviz içi, soğan, domates, nane, maydanoz, tahin ve limon suyu kullanılarak yapılan, taze asma yaprağı veya lahanaya sarılarak yenilen bir salata türü.
BEYAZSİNEK
Özellikle pamukların üzerinde üreyerek bitkinin öz suyunu emen ve kurumasına sebep olan bir tür sinek.
AKAK
Yatak. Eğimi, inişi fazla olan yer. Suyun ivinti yeri. Irmak, dere, çay, küçük akarsu.
BOL
İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı. Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı. Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki.
BUZLA
Deniz suyunun donmasıyla kutup bölgelerinde oluşan buz alanı, bankiz, aysfilt.
AĞLAMAK
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek. Sızlanmak, yakınmak. Bir duruma üzülmek. Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak.
BOĞADA
Küllü veya sodalı su ile çamaşır yıkama. Yıkanmak üzere hazırlanmış çamaşırın üzerine sıcak kül suyu süzme işi.
BENT
Bağ, rabıt. Gazete yazısı. Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam. Kanun maddesi. Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılmış olan set, büğet. Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm.
BARAJ
Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılmış olan bent. Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan şart. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları set.
AĞIZ
Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.
BLÖF
İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı. Kazanda yoğunlaşan suyu dışarı atma. Karşısında kişiyi yanıltarak veya yıldırarak bir işten caydırmak için söylenen asılsız söz veya takınılan aldatıcı tavır, kurusıkı.
AKINTIÖLÇER
Bir akarsuyun veya kanalın akıntı hızını ve düzeyini ölçmeye yarayan alet.
BUHARLAYICI
Suyu buhar durumuna getiren makine.
BİRA
Arpa ile şerbetçi otunun mayalandırılmasıyla yapılmış olan bir içki, arpa suyu.
BANDIRMA
Bandırmak işi. İpe dizilmiş ceviz, badem vb.nin, nişasta ile kaynatılmış üzüm suyuna veya başka bir tatlıya batırılmasıyla yapılmış olan sucuk. Kurutulacak üzümün güneşe serilmeden önce içine batırıldığı potaslı suyun konulduğu kap. Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri.
BATTIÇIKTI
Alt geçit. Su kanallarında suyun engeli geçmesi için yapılmış olan düzenek.
BAL
Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde. Ağaçların kabuğundan sızarak pıhtılaşan besi suyu. Olgunlaşmış incirin, dışına sızan tatlısı.
ARTEZYEN
Burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu.