Sonu SPOR ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "spor" olan, toplam 35 adet kelime bulunmaktadır. Sonu spor ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında spor olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde spor olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

BAZİDİYOSPOR, MİKROZOOSPOR

11 harfli kelimeler

KONİDYOSPOR, KLAMİDOSPOR

10 harfli kelimeler

APLANOSPOR, BLASTOSPOR, ESİDYOSPOR, HETEROSPOR, TELÖTOSPOR

9 harfli kelimeler

TETRASPOR, MİKROSPOR, MAKROSPOR, PLANOSPOR, KARPOSPOR, HİDROSPOR, UREDOSPOR, ANİZOSPOR

8 harfli kelimeler

ZİGOSPOR, POLİSPOR, USTOSPOR, PARASPOR, OKSOSPOR, MONOSPOR, MEGASPOR, MAYOSPOR, ASKOSPOR, HOMOSPOR, GONOSPOR, ENDOSPOR, EKZOSPOR

7 harfli kelimeler

OTOSPOR, ZOOSPOR, İZOSPOR

6 harfli kelimeler

OOSPOR

4 harfli kelimeler

SPOR

Bazı kelimelerin anlamları

SPOR

Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü. Çiçeksiz bitkilerde üreme organı. Kullanışı rahat, kolay olan. Bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan üreme hücresi.

TELÖTOSPOR

Pas mantarlarında bulunan kalın duvarlı sporlar.

MİKROZOOSPOR

Küçük hareketli bir spor.

KARPOSPOR

Rhodophyta'da görülen ve karposporangiyumlarda tek olarak meydana getirilen sporlar. Rhodophyta'da görülen ve karposporangiyumlarda tek olarak meydana getirilen sporlar.

KONİDYOSPOR

Konidyoforda zincir şeklinde üretilen eşeysiz bir spor.

HİDROSPOR

Suda yüzen zoospor.

PLANOSPOR

Hücre duvarı bulunmayan, bir veya daha fazla kamçıyla hareket edebilen, zoosporangiumlarda meydana gelen sporlar. Hücre duvarı bulunmayan, bir ya da daha fazla kamçı ile aktif olarak hareket edebilen, zoosporangiyumlarda meydana gelen sporlar.

KLAMİDOSPOR

Bir hif içerisinde oluşan eşeysiz mantar sporu.

ESİDYOSPOR

Puccinia graminis gibi mantarlarda görülen iki çekirdekli olarak meydana gelen mantar üreme hücresi.

MİKROSPOR

Polen. Belirli mantar ve protozoonlarda iki farklı büyüklükte spor bulunduğunda küçük olan spora verilen ad.

MAKROSPOR

Makrosporangiumlarda meydana gelen büyük ve dişi sporlar, megaspor.

TETRASPOR

Bazı alglerde görülen mayoz bölünmesini takiben tetrasporangiumlarda oluşan dört adet spor.

APLANOSPOR

Kalın çeperli, kamçısı olmayan ve hareket edemeyen, sporangiyumlarda meydana gelen sporlar. Kalınca bir çeperle çevrili, kamçısı bulunmayan ve hareket edemeyen spor.

BLASTOSPOR

Maya mantarlarında görülen ve tomurcuklanmayla oluşan spor. Maya mantarlarında görülen ve tomurcuklanma ile oluşan eşeysiz spor.

HETEROSPOR

Mikrospor ve makrospor gibi morfolojik ve eşey bakımından farklı sporlar. Biçim, büyüklük, bazen de fonksiyon bakımından biri diğerinden farklı olan sporlar.

BAZİDİYOSPOR

Bazitli mantarların sporları.

  -   -   -  

Anlamında SPOR bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde SPOR geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ASKLI

Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar).

BİSİKLETÇİ

Bisiklet sporu yapan kimse, çifttekerci.

ABANDONE

Boks sporunda dövüşemeyecek duruma gelen boksörün karşılaşmayı yarıda bırakması. Herhangi bir olay karşısında çaresiz duruma düşme.

BAYRAK

Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak. Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak sopa. Simge, sembol. Öncü. Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı. Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol.

ANORAK

Başlıklı, su geçirmeyen spor ceket.

BİTKİ

Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.

ÇALIŞTIRICI

Bir spor dalında, sporcuyu eğiten, yetiştiren ve çalıştıran kişi, antrenör, koç (II).

BİSİKLET

Tekerlekleri pedal aracılığıyla ayakla döndürülen binek aracı, çiftteker, derrace, velespit. Bu araçla yapılmış olan bir spor türü.

ALMA

Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız. Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer.

ATICILIK

Atıcı olma durumu. Bazı ateşli silahlar kullanarak yapılmış olan spor.

ASKOSPOR

Asklı mantarların sporu.

AMİGO

Çoğunlukla spor yarışmalarında seyircileri coşturan kimse.

ARA

İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla. Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi. Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları. Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre. İç. Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt.

BİNİCİLİK

Binici olma durumu. Ata binilerek yapılmış olan spor.

DAĞCI

Dağa tırmanma sporu yapan kimse, alpinist.

ÇİVİLİ

Çivisi olan. Çeşitli spor oyunlarında giyilen bir ayakkabı türü. Çivi ile bir yere tutturulmuş. Çivi çakılarak yapılmış.

BAR

Anadolu'nun doğu ve kuzey bölgesinde, en çok Artvin ve Erzurum yörelerinde el ele tutuşularak oynanan, ağır ritimli bir halk oyunu. Halter sporunda ağırlığı oluşturan kiloları birbirine bağlayan metal çubuk. Danslı, içkili eğlence yeri. Ateşten, mide bozukluğundan, ağızda, dil ve dişlerde meydana gelen acılık, pas. Ayaküstü içki içilen eğlence yeri. Hava basıncı birimi. Amerikan bar.

DAĞCILIK

Dağa tırmanma sporu, alpinizm.

ATLETİZM

Beden gücünü, çevikliği, yetenekleri geliştirmeye yarayan koşu, atlama, ağırlık kaldırma, atma vb. tek başına yapılmış olan bireysel sporların genel adı.

AĞIRLIK

Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.