Kelimeler arşivi içinde; başında "sosyal" olan, toplam 12 adet kelime bulunmaktadır. sosyal ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu sosyal ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde sosyal olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
SOSYALLEŞEBİLMEK
SOSYALLEŞEBİLME, SOSYALLEŞTİRMEK
SOSYALLEŞTİRME
SOSYALİZASYON
SOSYALİSTLİK, SOSYALLEŞMEK
SOSYALİSTİK, SOSYALLEŞME
SOSYALİST, SOSYALİZM
SOSYAL
SOSYAL
Toplumsal.
SOSYALİSTİK
Toplumculukla ilgili, toplumculuğa ait. Toplumculuk yanlısı.
SOSYALİZM
Toplumculuk.
SOSYALLEŞME
Toplumsallaşma.
SOSYALİZASYON
Toplumsallaştırma.
SOSYALİSTLİK
Toplumculuk.
SOSYALLEŞEBİLME
Toplumsallaşabilme.
SOSYALİST
Toplumcu.
SOSYALLEŞMEK
Toplumsallaşmak.
SOSYALLEŞTİRME
Toplumsallaştırma.
SOSYALLEŞTİRMEK
Toplumsallaştırmak. Toplum kurallarına göre davranacak biçimde eğitmek.
SOSYALLEŞEBİLMEK
Toplumsallaşabilmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde SOSYAL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BAĞLANIM
Bağlanma işi. Siyasal veya sosyal konularda yan tutma.
ORDUEVİ
Kara, deniz ve hava subay ve astsubaylarının buluştukları, sosyal gereksinimlerini karşılayabilecek biçimde yapılmış lokal veya yapı.
İHTİLAL
Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılmış olan geniş halk hareketi, devrim. Kargaşalık, düzensizlik, karışıklık. Köklü değişim.
KAZANIM
Kazanma işi. Bir iş yerinde çalışanlara sağlanan hukuksal, sosyal ve mali her türlü hak, avantaj.
SANDIK
İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası. Kamu kesiminde çalışan personelin kendi durumunda düşük faiz ve taksitler hâlinde geri ödemek üzere borç para aldığı birim. Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya plastikten yapılmış, dört köşe kap. Mahalle tulumbacılarının omuzda taşıdıkları sandık biçimi tulumba. Bir kurumda para alınıp verilen yer. Kamu kesiminde çalışan personelin sosyal güvenlik işlerini yürüten kuruluş. Yapılarda kum, çakıl vb. şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti. Seçimlerde oy pusulalarının atıldığı kutu.
MÜHENDİS
İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı yol, köprü, bina gibi bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse.
SİGORTASIZ
Sigorta edilmemiş. Güvence altına alınmamış, sağlama bağlanmamış. Sosyal sigorta kapsamına alınmamış işçi.
SOL
Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı. Gam dizisinde fa ile la arasındaki ses. Sosyalizme yakın görüşte olan grup. Boksta sol yumrukla vuruş. Bu taraftaki yön. Peru para birimi. Bu sesi gösteren nota işareti.
ASOSYAL
Sosyal olmayan. Genel kabul görmüş kuralların dışında hareket eden.
SİGORTALI
Sigorta edilmiş. Güven altına alınmış, sağlama bağlanmış. Sosyal sigorta kapsamına alınmış işçi.
KESENEK
Görevlilerin aylıklarından her ay belli oranda kesilip bir sosyal güvenlik kurumuna yatırılan para. Fabrika, çiftlik vb. gelir kaynaklarının gelirini satın alma işi, iltizam.
DEĞER
Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü.
MARKSÇILIK
Alman filozof Marks'ın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım, Marksizm.
İŞTİRAKÇİ
Ortaklık eden, ortak olan. Sosyal güvenlik bakımdan bir sandık vb. bir kuruma bağlı olan memur, işçi. Katılımcı.
KUTUPLAŞMAK
Bir toplulukta düşünce, görüş, sosyal ve siyasal konum ve tavır olarak iki karşıt grupta yoğunlaşmak.
NAZİZM
Almanya'da 1930'lu yıllarda Hitler tarafından kurulan Nasyonal Sosyalist Partisinin, Alman ırkının üstünlüğünü savunan politikası, Hitlercilik.
ASOSYALLİK
Asosyal olma durumu.
PLANLAMA
Planlamak işi. Hükûmet tarafından ulaşılacak amaçları belirleyen, tarım, ulaşım, sanayi vb. kesimlerdeki artış ölçüsünü tespit eden ve uygulanması gerekli çareleri önceden gösteren ekonomik, sosyal programın belli süreler için hazırlanması işi.
SAĞLIK
Bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden tam bir iyilik durumunda olması, vücut esenliği, esenlik, sıhhat, afiyet. Sağ, canlı, diri olma durumu.
MENŞEVİKLİK
Rus sosyalizmi içinde Bolşevikliğe karşıt olarak gelişen akım.