Kelimeler arşivi içinde; başında "sinem" olan, toplam 18 adet kelime bulunmaktadır. sinem ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu sinem ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde sinem olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
SİNEMALAŞTIRMAK
SİNEMALAŞTIRMA, SİNEMASEVERLİK, SİNEMATOGRAFİK
SİNEMATOGRAFİ
SİNEMATOGRAF
SİNEMABİLİM, SİNEMACILIK, SİNEMASEVER
SİNEMBİTTİ, SİNEMADIŞI, SİNEMASKOP
SİNEMATEK, SİNEMATİK
SİNEMACI
SİNEMİN
SİNEMA
SİNEM
SİNEM
"Gönlüm, yüreğim, çok sevdiğim" anlamında kullanılan bir isim".
SİNEMACILIK
Sinema filmlerinin gerçekleştirilmesi için gerekli araç ve gereçleri yapmak, film çevirmek, bunların sürüm ve dağıtımını sağlamak amacıyla yapılmış olan çalışmaların tümü, filmcilik, sinematografi. Bu çalışmaları yapanların işi. Sinema çalışmalarıyla ilgili konular.
SİNEMATİK
Kinematik.
SİNEMATOGRAF
Görüntüleri film üzerine kaydetmeye yarayan araç.
SİNEMASEVERLİK
Sinemasever olma durumu.
SİNEMADIŞI
Sinema sanatının gereklerine, niteliklerine, özelliklerine aykırı düşen; sinemaya uymayan.
SİNEMASKOP
Geniş bir sahnenin 55 milimetrelik film üzerindeki görüntüye sığdırılmasından sonra göstericiye takılan, ikinci bir merceğe sıkıştırılmış görüntüyü, asıl büyüklüğüne çevirmesi temeline dayanan geniş perde ve üç boyutlu sinema tekniği.
SİNEMATOGRAFİK
Sinemaya ilişkin, sinemayla ilgili.
SİNEMBİTTİ
Saklambaç oyunu.
SİNEMACI
Sinemanın çeşitli kollarından birinde çalışan kimse, filmci. Film yapımcısı ya da yönetmeni, filmci. Sinema işleten kimse.
SİNEMASEVER
Sinemayı seven, sinema sanatı, kültürü ve çalışmalarıyla ilgilenen (kimse).
SİNEMALAŞTIRMA
Sinemalaştırmak işi.
SİNEMALAŞTIRMAK
Sinema durumuna getirmek.
SİNEMABİLİM
Sinema olgusunu tüm yönleriyle (sanat, estetik, işleyim, uygulayım, toplumsal olgu, vb.) ele alıp araştıran bilim dalı.
SİNEMATEK
Sinema filmlerinin sanat, eğitim ve genellikle kültür amaçları göz önünde tutularak toplandığı, korunduğu yer veya kurum.
SİNEMATOGRAFİ
Sinemacılık.
Bu bölümde tanımı içerisinde SİNEM geçen kelimeler listesi verilmiştir.
FON
Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak. Bir kuruluşun mali kaynaklarının tümünün göstergesi. Sinemada, tiyatroda oyuncuların arkasındaki resim, fotoğraf veya çeşitli plastik ögelerden oluşan dekor, görüntü. Bir kumaşın alt dokusu. İç mimaride üstüne başka şeyler eklenen bölüm. Bir tabloda, üzerinde konunun işlendiği boya katı.
FİLM
Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü. Sinemalarda gösterilen eser.
GÖRÜMSETME
Sinema filmlerinden kesilmiş bölüm.
ÇEVİRİM
Çevirme işi. Sinema filmi elde etmek üzere alıcının çalıştırılması, duyar katın üzerinde gizli görüntülerin belirmesi.
FİLMCİLİK
Sinemacılık.
BİLET
Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge.
BAŞYILDIZ
Çift yıldızlarda kütlesi büyük olan yıldız. Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçılarının en önde geleni.
GÖSTERİ
İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş.
BAŞROL
Tiyatro veya sinemada en önemli rol. Bir işte önemli, etkili olma durumu.
FİLMCİ
Sinemacı. Dalavereci, oyuncu.
FİGÜRAN
Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya konuşması çok az olan rollere çıkan kimse. Bir toplumda, bir toplulukta sönük, etkisiz olan kimse.
BALKON
Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar ya da parmaklıkla çevrili bölümü. Vücudun göğüs veya göbek bölümü. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat.
BELGECİ
Belgesel filmler yapan, yöneten sinemacı.
ANİME
Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi.
FOTOJENİK
Işığın bazı cisimler üzerine yaptığı kimyasal etki ile ilgili veya bu etkileri yaratma özelliği taşıyan. Fotoğrafta veya sinema filminde güzel bir etki bırakan (yüz, duruş). Fotoğraf kâğıdını çok etkileyen.
DEKOR
Tiyatro, sinema ve televizyonda sahneye konulan eserin yazıldığı yerin ve geçtiği çağın özelliklerini belirleyen perde, aksesuar vb. ögelerin bütünü. Görünüş, manzara. Bir yere süsleme amacıyla verilen düzen.
BÜVET
Gölet. İstasyon, tiyatro, sinema vb. yerlerde yiyecek ve içecek satılan küçük büfe.
GİŞE
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer, şalter.
IŞIKÇI
Sinema filmlerinin çekiminde veya tiyatro, opera, bale vb. gösteri sanatlarında sahnenin aydınlatılması için gerekli ışık ve elektrik işlemini düzenleyip yapan kimse.
GÖSTERİM
Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi, projeksiyon. Sinema, tiyatro, konser vb. sanat dallarında verilen gösterilerden her biri, seans. Sinema salonlarında filmin gösterilmeye başlaması, vizyon.