Kelimeler arşivi içinde; sonunda "para" olan, toplam 28 adet kelime bulunmaktadır. Sonu para ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında para olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde para olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
KULAMPARA, ÇANAKPARA
KURUPARA, PARAPARA
ÇAĞPARA, NALPARA, PAMPARA, KESPARA, HAMPARA, PARPARA, ÇANPARA, ÇAMPARA, CANPARA, ALAPARA, ZIMPARA, ZAMPARA, POMPARA, ANAPARA, ÇALPARA
ŞUPARA, SIPARA, LAPARA, KOPARA, KAPARA, ÇAPARA, SUPARA, PAPARA
PARA
PARA
Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit. Kuruşun kırkta biri. Kazanç.
ÇAMPARA
Zil. Araba dingilinin ucuna geçirilen yassı halka. Mısır kavurmağa yarayan araç. Dingile takılan yuvarlak çelik saç. (Kızılcasöğüt Banaz Uşak).
PAMPARA
Dayak atma, paylama. İlkbaharda kırlarda yetişen, sütlü bir çeşit ot.
ZIMPARA
Çok sert alümin billurları kapsayan ve aşındırıcı olarak kullanılan doğal kaya.
KESPARA
Kurşundan elde yapılan saçma. Önem verilmeden yapılan iş. İyi dövülmemiş, iri ve kimileri başaklı kalan tahıl sapları.
ALAPARA
Baharda karların yer yer eriyip toprak görünmesi hali: Dağlar alapara oldu.
ÇAĞPARA
Dağınık insan.
CANPARA
Sabanı tekerleklere bağlayan zincir vb.
PARAPARA
Şanlıurfa kenti, Harran ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
HAMPARA
Büyük moloz parçaları.
NALPARA
Kayaları yarmak için kullanılan çivinin yanlarını beslemeye yarayan nal ya da ince demir parçaları.
ÇANAKPARA
Üzüm sıkmağa yarayan araç.
PARPARA
Geveze. Giyimi eski ve düzensiz kadın. Gelin giysilerinde süs olarak kullanılan, sarı, küçük para. Paylama, korkutma : Onun parparasından ben de korktum.
KURUPARA
Faizsiz anapara : Ben daha senden kuruparamı bile alamadım.
KULAMPARA
Oğlancı.
ÇANPARA
Bir çeşit oyun aleti. Arabaların ses çıkarması için tekerleklere konulan demir levha.
Bu bölümde tanımı içerisinde PARA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKÇASAL
Parasal.
AKTARMALI
Aktarma gerektiren. Aktarma yaparak.
AÇIKÇI
Borsada fiyat dalgalanmalarından yararlanarak açıktan para kazanan kimse.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
ALACAK
Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı. Alınması gerekli şey.
ACYO
Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.
AİDAT
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti. Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para. Kesenek.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
ABONE
Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi. Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü. Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse).
AKTİF
Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal. Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü. Etkili. Çalışan, çalışmasını sürdüren. Etken.
AHZÜKABZ
Kendine mal etme. Para tahsili yapmaya yetkili olma.
AKÇELİ
Paraya bağlı, parayla ilgili, mali.
AKIŞKANLIK
Akışkan olma durumu. Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü, likidite. Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar, likidite.
ALKAN
Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin.
AKÇE
Küçük gümüş para. Her tür madenî para, akça.
AKTARMA
Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.
ALPYILDIZI
Dağların çok yüksek yamaçlarında yetişen bir çiçek (Paradisia liliastrum).
ALINDI
Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, makbuz.
AMATÖR
Bir işi para kazanmak için değil, yalnız zevki için yapan, hevesli, meraklı (kimse), özengen, profesyonel karşıtı. Bir işi meslek veya alan uzmanı olmadan yapan. Beceriksiz. Acemi.
ALMA
Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız. Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer.