Kelimeler arşivi içinde; başında "kült" olan, toplam 20 adet kelime bulunmaktadır. kült ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu kült ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde kült olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
KÜLTÜRSÜZLEŞTİRME
KÜLTÜRSÜZLEŞMEK
KÜLTÜRSÜZLEŞME
KÜLTÜRSÜZLÜK, KÜLTÜRLENMEK
KÜLTÜRLENME, KÜLTÜRLÜLÜK, KÜLTÜRLEŞME, KÜLTÜRFİZİK
KÜLTİVATÖR
KÜLTÜRSÜZ
KÜLTÜREL, KÜLTÖKEN, KÜLTÜRLÜ
KÜLTARI
KÜLTÜR, KÜLTEM, KÜLTEK
KÜLTE
KÜLT
KÜLT
Din (I). Belli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb. Yerel özellikler taşıyan dinî törenler.
KÜLTÜRSÜZLEŞMEK
Kültürsüz duruma gelmek.
KÜLTİVATÖR
Toprağı yüzeyden işlemeye yarayan dişli alet.
KÜLTÜRSÜZ
Kültürü olmayan.
KÜLTÜRLENME
Kültürlenmek durumu.
KÜLTÖKEN
Kadın, eş.
KÜLTÜRSÜZLÜK
Kültürsüz olma durumu.
KÜLTÜRSÜZLEŞTİRME
Kültürsüzleştirmek işi.
KÜLTARI
İçine küllü su konulan kırmızı topraktan yapılmış küp.
KÜLTÜRLEŞME
Bir kültürün ya da bir kültür öğesinin başka bir kültüre girmesi sonucu her ikisinin de değişmeye uğraması süreci.
KÜLTÜREL
Kültüre ilişkin, kültürle ilgili.
KÜLTÜRSÜZLEŞME
Kültürsüzleşmek işi.
KÜLTÜRLENMEK
Bir arada bulunan iki bireyin veya etnik grubun değer yargıları ile kültürel birikiminin özellikleri birbirinden etkilenerek değişikliğe uğramak.
KÜLTÜRLÜLÜK
Kültürlü olma durumu.
KÜLTÜRLÜ
Kültürü gelişmiş olan.
KÜLTÜRFİZİK
Jimnastik.
Bu bölümde tanımı içerisinde KÜLT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ARNAVUTLAŞMAK
Arnavut dilini ve kültürünü benimsemek.
ACEMLEŞMEK
Kültür ve medeniyet bakımından İran halkını örnek almak veya etkisi altında kalmak.
BAĞDAŞTIRMACILIK
Farklı kökenlere sahip değişik kültür özelliklerini birleştirme veya kaynaştırma işi. Pek çok değişik öğretiyi birleştirmeyi amaçlayan felsefi veya dinî öğreti.
ALTAYİSTİK
Altay grubuna giren Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Korelilerin dil, edebiyat, kültür ve tarihleriyle uğraşan bilim dalı.
BALKANOLOJİ
Balkan uluslarının dili, tarihi ve kültürü ile uğraşan bilim dalı.
ÇEVRE
Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.
AMERİKANİST
Amerikan tarihi ve kültürü ile uğraşan bilimci.
BAZALT
Koyu renkli, sert bir tür yanardağ kültesi.
APAYDIN
Çok aydınlık. Çok kültürlü, bilgili.
ARABİSTİK
Arap dili ve kültürü araştırmaları.
AŞİRET
Dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren, birçok boydan oluşan, yapısındaki aileler arasında toplum, ekonomi, din, kan veya evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleşik nitelikteki topluluk, oymak.
AYDIN
Işık alan, ışıklı, aydınlık. Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel. Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı). Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.
ANTROPOLOJİ
İnsanın kökenini, biyolojik özelliklerini, toplumsal ve kültürel yönlerini inceleyen bilim, insan bilimi.
BİRİKİM
Birikme, bir yerde toplanıp yığılma. Biriktirilen mal ya da para. Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim. Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar. Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması. Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci.
ASİMİLASYON
Özümleme. Benzeşme. Farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme.
DEVLETÇİLİK
Bir milletin yönetimle ve ekonomiyle ilgili işlevlerinin devletçe birleşik bir yönetim altında bütünleştirilmesi siyaseti ve öğretisi, erkincilik karşıtı. Genellikle devleti töre, kültür, hukuk vb.nin kaynak ve taşıyıcısı olarak görme eğilimi.
ALAFRANGA
Frenklerin töre, âdet ve hayatına uygun, Frenklerle ilgili, Batılıca, alaturka karşıtı. Avrupa kültürüne özgü olan. Avrupa uygarlığını benimsemiş, Avrupa eğitimiyle yetişmiş (kimse).
ANLAŞMA
Anlaşmak durumu. Devletler arası siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda yapılmış olan uzlaşma ve bu uzlaşmanın tespit edildiği belge, uyuşma, itilaf, antant, konvansiyon. Sözleşme.
DEĞER
Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü.
DEKAN
Üniversitelerde bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör.