Kelimeler arşivi içinde; sonunda "kurmak" olan, toplam 21 adet kelime bulunmaktadır. Sonu kurmak ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında kurmak olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde kurmak olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
HAVKURMAK, TOMKURMAK, TOHKURMAK, SIRKURMAK, PUFKURMAK, POFKURMAK, PAVKURMAK, PAFKURMAK, MUŞKURMAK, HAFKURMAK, GIJKURMAK, TOSKURMAK, TOYKURMAK, ÇANKURMAK, CUMKURMAK
YUKURMAK, UÇKURMAK, DOKURMAK, ÇOKURMAK, AFKURMAK
KURMAK
KURMAK
Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek. Etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek. Yapmak, inşa etmek. Ortaklık sağlamak. Bir araya getirmek, toplamak. Hazırlamak. Düşünmek. Yapmak, oluşturmak. Belli bir işte beraber çalışacak kimseleri belirlemek. Bir kimseyi dedikodu veya telkinlerle başkasına karşı öfkelendirmek. Aklına koymak. Zihinde büyütmek. Yaylı, zemberekli şeylerde yayı veya zembereği germek. Gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak. Sağlamak, oluşturmak.
PAFKURMAK
Hızlı hızlı solumak.
ÇANKURMAK
Köpek can acısından havlamak, haykırmak. Bağıra çağıra azarlamak, sövüp saymak.
HAVKURMAK
Sıcak bir şeyi soğutmak ya da soğuk bir şeyi ısıtmak için üflemek.
GIJKURMAK
Arka arkaya tutunup karda kaymak.
PUFKURMAK
Sıvı ya da toz durumundaki şeyler dar bir yerden fışkırmak.
MUŞKURMAK
İçini çeke çeke ağlamak.
PAVKURMAK
Çok öfkelenmek.
POFKURMAK
Bir yerde kapalı kalmış su dar bir delikten dışarıya doğru hızla ve ses çıkararak akmak. At geğirir gibi ses çıkarmak.
TOYKURMAK
1.Köpek, tavşan ve benzerleri hayvanlar oturmak : Koca bir domuz yol üstünde toykurmuş bana bakıyor. 2.Ürkerek kulak kabartmak. 3.Şımarıklık etmek. 4.Kafa tutmak. 5.Yaslanmak, kaykılmak. 6.Vücudu dik tutarak biraz arkaya doğru bükmek.
SIRKURMAK
Eritip akıtmak.
TOMKURMAK
Somurtmak, surat asmak, küsmek.
TOHKURMAK
At, öksürür gibi ses çıkarmak.
TOSKURMAK
Uyumak.
CUMKURMAK
Öküz durdurmak için ağızla bir çeşit ıslık çalmak.
HAFKURMAK
Havlamak.
Bu bölümde tanımı içerisinde KURMAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DUBA
Yük taşımak veya köprü kurmak için kullanılan altı düz bir tür deniz aracı. İçi boş, her yanı kapalı, suyun üstünde yüzen bir tür büyük şamandıra.
KÖKLEMEK
Ağaç veya bitkiyi kökü ile birlikte topraktan çıkarmak, kökertmek. Bağ çubuklarını veya fidanları köklendirip dikmek. Sazı kurmak. Motorlu araçlarda gaz pedalına sonuna kadar basmak. Toprakta kalan bitki köklerini ayıklamak. İnce saç örgülerinden birkaçını yeniden bir arada örmek. Minder, şilte vb.nin iki yüzünü yer yer dikişlerle tutturmak.
ÇEKMEK
Bir şeyi tutup kendine ya da başka bir yöne doğru yürütmek. Atmak, vurmak. Taşıma gücü olmak. Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak. Kaçan ilmeği örmek. Asmak. Herhangi bir engel kurmak. Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak. Güç durumlara dayanmak, katlanmak. Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak. Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek. İmbik yardımı ile elde etmek. Hoşa gitmek, sarmak. Tartıda ağırlığı olmak. Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak. Yollamak. İçine almak, emmek. Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek. Daralıp kısalmak. Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak. Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek. Germek. Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak. Bir duyguyu içinde yaşatmak. Aynısını yazmak veya çizmek. Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak. Öğütmek. Çizgi durumunda uzatmak. Boya, badana vb. sürmek. Döşemek. Yürütmek, sürmek. Yol, ay sürmek. Bir yerden başka bir yere taşımak. Örtmek, giymek. Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak. Bir amaçla ortadan kaldırmak. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı. Herhangi bir anlama almak. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak. Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak. İçki içmek. Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak.
DERNEKLEŞMEK
Dernek kurmak.
EVLENMEK
Erkekle kadın, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmek, izdivaç etmek.
TAKI
Çoğunlukla evlenen veya nişanlanan birine armağan olarak verilen küpe, bilezik, yüzük, zincir gibi şeylerin tümü. Adın başka bir kelime ile ilgi kurmak üzere aldığı durum eki. Cümleler ile kelimeler arasında ilişki kurmaya yarayan kelimeler. Kadınların ziynet eşyası, asım takım.
KONUŞMAK
Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak. Flört etmek. Becermek, uzman gibi yapabilmek. Şık ve zarif görünmek. Belli bir konudan söz etmek. Dargın bulunmamak. Söylev vermek, konuşma yapmak. Konuşma dili olarak kullanmak. Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek. Geçerli olmak, etkin olmak. Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak. Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak. İlişki kurmak ya da ilişkiyi sürdürmek. Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek.
DÜŞMEK
Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek. Fırsat çıkmak. Bazı deyimlerde "yürümek, birlikte gelmek" anlamlarında kullanılan bir fiil. Aşırı ilgi ya da sevgi göstermek. Vurmak, değmek, rastlamak. Bulunmak. Hızı, gücü, değeri azalmak. Yakışmak, uygun gelmek. Düşkünleşmek. Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak. Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak. Uğramak, kapılmak. Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak. Yere devrilmek, yere serilmek. Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak. Eksilmek. Olmak, olumsuz bir duruma girmek. Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek. Telefon, sanal ağ vb. alanlarda bağlantı kurmak. Alışmak, müptela olmak. Belirli zamana rastlamak. Bayağılaşmak. Isı, basınç, ateş vb. eksilmek, azalmak. Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak. İşbaşından uzaklaşmak. Yakışık almak. Vakti gelmeden ölü doğmak. Kötü yola girmek. Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak. Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak. Biriyle yaşama, çalışma, birlikte olma durumunda kalmak. Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek. Yağmak.
REKZETMEK
Dikmek, saplamak, kurmak.
KARTELLEŞMEK
Kartel kurmak.
BAĞLILAŞMAK
İki şey arasında karşılıklı bağıntı olmak veya bağlılık kurmak.
REZEKSİYON
Sağlam kısımları korumak ve gerekiyorsa o kısımların bağlantısını yeniden kurmak suretiyle bir organın bir parçasını kesip çıkarmak için yapılmış olan cerrahi müdahale.
DİKMEK
Bir cismi dik olarak durdurmak. Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak. Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek. Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek. Top, taş vb.ni dikine havaya atmak. Yapı kurmak, inşa etmek. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek. Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak.
KAYNAŞMAK
Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek. Çok kalabalık ve hareketli olmak, hareket etmek. Birleşmek. Uyuşmak, yakın ilişki kurmak, derinleştirmek, iyi anlaşmak. Huzursuzluk çıkmak. Birbirine iyice uymak.
KURMA
Kurmak işi. Prefabrik.
DEMOKRATLAŞMAK
Demokrasi ilkelerini uygulamak, demokrasiye uygun yapıyı kurmak. Demokrat bir biçimde davranmak.
HALLETMEK
Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak. Cinsel ilişki kurmak. Bir cismi bir sıvı içinde eritmek. Bir yemeği yenecek duruma getirmek. Çözmek. Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak.
KURGU
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar. Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj. Çatı. Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir uyum ve anlam bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj. Uygulamaya geçmeyen, sadece bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon. Bir işe hazırlamak için yapılmış olan telkin. Gerçek olmayan olay ve kahramanlardan oluşan eser. Zembereğin kurulmuş olma durumu.
ETENELENMEK
Oğulcuk veya eklentileriyle ana arasında ilgi kurmak.
İMTİYAZ
Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık. Gedik. Fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi veya kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin.