Sonu KAT ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "kat" olan, toplam 110 adet kelime bulunmaktadır. Sonu kat ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında kat olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde kat olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

13 harfli kelimeler

HİLAFIHAKİKAT

12 harfli kelimeler

NAZARIDİKKAT, TÜRKMENTOKAT

11 harfli kelimeler

METASİLİKAT

9 harfli kelimeler

MUTABAKAT, MUVAFAKAT, PÜRDİKKAT, TAALLUKAT

8 harfli kelimeler

KATBEKAT, MAHLUKAT, MAHRUKAT, MEŞAKKAT, MUVAKKAT, MÜLHAKAT, TAHKİKAT, TATBİKAT, TENSİKAT, TETKİKAT, BİDENKAT, BOZALKAT, DOKUZKAT, DUYARKAT, HAÇIRKAT, İMBRİKAT, MAHKUKAT, MALMIKAT, MEDİRKAT, MEMLAKAT, MESKUKAT, METRUKAT, ORTAKKAT, TAHRİKAT, YALINKAT

7 harfli kelimeler

APARKAT, BARİKAT, HAKİKAT, HAMAKAT, HAZAKAT, LİYAKAT, MÜLAKAT, REFAKAT, SADAKAT, SİLİKAT, SİYAKAT, TALAKAT, TARİKAT, ABLAKAT, HARAKAT, HAREKAT, İHTİKAT, KARAKAT, KIRKKAT, PENEKAT, TALİKAT

6 harfli kelimeler

AVUKAT, DİKKAT, FİRKAT, HİLKAT, İNİKAT, İTİKAT, MERKAT, MÜSKAT, RİKKAT, SİRKAT, ŞEFKAT, BİNKAT, ABUKAT, ANAKAT, APUKAT, BALKAT, BELKAT, BERKAT, FALKAT, FIRKAT, HAKKAT, HAYKAT, İFAKAT, KATKAT, KIRKAT, MALKAT, MIŞKAT, MİŞKAT, SIRKAT

5 harfli kelimeler

ASKAT, FAKAT, ISKAT, MAKAT, SAKAT, TAKAT, TOKAT, ÜÇKAT, ANKAT, ÇAKAT, DAKAT, FEKAT, HEKAT, LAKAT, MUKAT, NAKAT, REKAT, RIKAT, RUKAT, SUKAT, ŞİKAT, ŞÜKAT, VAKAT, ZEKAT

4 harfli kelimeler

İKAT, OKAT

3 harfli kelimeler

KAT

Bazı kelimelerin anlamları

KAT

Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü. Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı. Makam, mevki. Giyeceklerde takım. Katman. Ön, yan. Apartman dairesi. Sonuca bağlama, bitirme. Kesme. Kesme, kesilme. Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey. Kez, defa, misil. İlgiyi kesme. Huzur. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka. Tekrarlanan bir sayının toplamı.

PÜRDİKKAT

Çok dikkatli. Dikkatli bir biçimde.

TÜRKMENTOKAT

Eskişehir şehrinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

MEŞAKKAT

Güçlük.

METASİLİKAT

Metasilisik asidin tuzları.

MUVAFAKAT

Uygun görme, onama, kabul etme.

NAZARIDİKKAT

Bir kimsenin herhangi bir konuya duyduğu yoğun ilgi.

KATBEKAT

Kat kat.

MÜLHAKAT

Bir bütüne katılanlar, ekler. Bir merkeze bağlı olan yerler.

MUVAKKAT

Geçici.

MAHLUKAT

Yaratıklar.

HİLAFIHAKİKAT

Gerçek dışı.

TAALLUKAT

Hısımlar, yakınlar.

MAHRUKAT

Yakacak.

TAHKİKAT

Soruşturma.

MUTABAKAT

Uzlaşma. Uyum. Uygunluk.

  -   -   -  

Anlamında KAT bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KAT geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AKKUYRUK

Tadını artırmak için çay harmanına katılan beyaz bir tür çay.

AKILSAL

Düşünceyi ve gerçeği somut değerlerle birbirine bağlayan, hakikati içine alan.

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

ALAŞIMLAMAK

Metale, alaşım elementlerini eriterek katmak.

AKBASMA

Katarakt.

ALGI

Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak. Kazanç, alacak. Rüşvet. Vergi. Haşhaş sütünü toplamakta kullanılan kaşık.

AKSU

Katarakt. Antalya iline bağlı ilçelerden biri. Isparta iline bağlı ilçelerden biri.

ACILI

Acı katılmış olan. Acısı olan, kederli.

AĞIRLIK

Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.

AKAMBER

Özellikle amber balığının bağırsaklarından çıkarılan, kül renginde, yapışkan, bükülgen ve misk gibi kokusu olan bir taş. Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine.

AKTÖR

Erkek oyuncu. Herhangi bir olayda etkisi veya katkısı olan kimse.

AKMAK

Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek. Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak. Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak. Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak. Boya birbirine karışmak. Art arda ve toplu olarak gitmek. Karışmak, katılmak. Sıvı bir madde bir yerden çıkmak. Sıvı maddeler aşağıya yönelmek. Zaman çabuk geçmek. Sürüp gitmek.

AGREGA

Katışmaç.

ALDATMAK

Beklenmedik bir davranışla yanıltmak. Oyalamak, avutmak. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek. Yalan söylemek. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek. Birine verilen sözü tutmamak.

AĞILAMAK

Zehirlemek. Bir şeye zehir katmak.

AKSESUAR

Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne. Konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan, bir sahne içinde yer alan veya oyuncunun dekor gereği kullandığı çeşitli eşya. Giysiyi bütünleyen çanta, kemer, şapka, eldiven, mücevher vb. eşya.

AKİDE

İnanç. Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri.

ALİL

Hastalıklı, sakat.

ACIMASIZ

Acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz. Acıma duygusu olmadan, merhametsizce.

ALBASTI

Doğum sırasında temizliğe dikkat edilmemesi yüzünden lohusanın tutulduğu ateşli hastalık, lohusa humması, albasma.