Kelimeler arşivi içinde; sonunda "eklem" olan, toplam 4 adet kelime bulunmaktadır. Sonu eklem ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında eklem olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde eklem olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
EKLEM
Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal.
TEKLEM
Moleküllerde, toplam dönüsü sıfır olan durum dizgesi.
SEKLEM
Kıldan, yünden dokunmuş çuval. On batman (un, vb.).
ÖRNEKLEM
Bir araştırmada bütünü anlamak için bütünden seçilen araştırma tekniklerinin uygulanacağı grup.
Bu bölümde tanımı içerisinde EKLEM geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AYLAMAK
Beklemek. Ayı dolduran bir süre geçirmek, aylarca kalmak. Sürmek, devam etmek.
BAĞIŞLAMAK
Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek. Hoşgörmek. Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek, affetmek. Görevden çekmek, almak.
AĞDA
Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği. Şekerle yapılmış olan ürünlerin hazırlanması veya beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk.
ARTRİT
Eklem romatizması.
AYAZLAMAK
Hava ayaza çevirmek. Boş yere beklemek, eline bir şey geçmemek. Ayazda kalıp üşümek.
BEKLEYİŞ
Bekleme işi.
BEKLETMEK
Bekleme işini birine yaptırmak. Oyalamak.
BEKLENMEK
Bekleme işine konu olmak.
BEZEYİCİ
Bezekleme yapan ressam.
BEZEKLEME
Bezeklemek işi.
BEKLEŞMEK
Birlikte veya karşılıklı beklemek.
BEKLEME
Beklemek işi.
BESLEMEK
Yiyecek ve içeceğini sağlamak. Eklemek, katmak, çoğaltmak. Bir duyguyu gönülde yaşatmak. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek. Maddi yardım yapmak, desteklemek. Yetiştirmek. Yedirmek. Semirtmek.
ANKİLOZ
Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması.
ATIFET
İyilik, bağış, kayra, lütuf, ihsan, inayet. Karşılık beklemeden gösterilen sevgi.
BAĞLAMAK
Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak. Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak. Düğümlemek. Uyulması zorunlu olmak. Eklemek, bir araya getirmek, birleştirmek. Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak. Anlaşma yapmak. Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak. Gönlünü kazanmak. Geçişi engellemek. Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek. Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek. Yaraya ilaç koyup bezle sarmak. Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak. Denk yapmak, paket yapmak.
BİNDİRMEK
Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak. Eklemek, katmak. Taşıt, ön tarafından başka bir taşıta çarpmak veya bir yere vurmak.
BOZMAK
Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek. Büyük parayı küçük birimlere ayırmak. Dokunmak, zarar vermek. Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak. Bağ veya bostanın son ürününü toplamak. Geçersiz bir duruma getirmek. Bırakmak, dağıtmak. Biçimini ve kullanılışını değiştirmek. Altını paraya çevirmek, bozdurmak. Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmek. Yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek. Kızlığına zarar vermek. Kötü duruma getirmek. Aklını yitirecek derecede bir şeye düşkün olmak. Bozguna uğratmak, yenmek, mağlup etmek.
BÖCEK
Eklem bacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, haşere. Istakoza benzer, uzunluğu 30-40 santimetre kadar olan, sarı renkli, kısa kıskaçlı, yenilen bir deniz hayvanı. Kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklar.
ARTROZ
Genellikle şekil bozucu, iltihapsız, süreğen eklem hastalığı.