DÜZE ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "düze" olan, toplam 100 adet kelime bulunmaktadır. düze ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu düze ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde düze olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

DÜZENLEYEBİLMEK, DÜZENLENEBİLMEK, DÜZELTİLEBİLMEK, DÜZENLETEBİLMEK

14 harfli kelimeler

DÜZENLEYİCİLİK, DÜZENLEYEBİLME, DÜZENLETTİRMEK, DÜZELTİLEBİLME, DÜZENLETEBİLME, DÜZENLENEBİLME, DÜZENLEMECİLİK

13 harfli kelimeler

DÜZENLEŞTİRME, DÜZELTMECİLİK, DÜZENLETTİRME, DÜZELTEBİLMEK

12 harfli kelimeler

DÜZELTTİRMEK, DÜZELTİCİLİK, DÜZELTEBİLME, DÜZELEBİLMEK

11 harfli kelimeler

DÜZEYSİZLİK, DÜZENLETMEK, DÜZENBAZLIK, DÜZELTTİRME, DÜZENLEYİCİ, DÜZENLENMEK, DÜZENLEMECİ, DÜZELTİLMEK, DÜZENNEMEYH, DÜZENSİZLİK, DÜZENTARAĞI, DÜZELEBİLME, DÜZENTİLEME

10 harfli kelimeler

DÜZENLEYİM, DÜZEBİLMEK, DÜZENLEMEK, DÜZEYSİZCE, DÜZEYÖLÇER, DÜZENLENME, DÜZENLEŞİK, DÜZENLEŞİM, DÜZENCİLİK, DÜZENTASAR, DÜZELİŞMEK, DÜZENLETME, DÜZENNEMEK, DÜZENLİLİK, DÜZELTİLME, DÜZENLEYEN, DÜZENLEYİŞ, DÜZELTMECİ

9 harfli kelimeler

DÜZERLEME, DÜZENLEME, DÜZELTİCİ, DÜZEBİLME, DÜZEÇLEME, DÜZELTMEK, DÜZELTMEN, DÜZENKOLU

8 harfli kelimeler

DÜZENMEK, DÜZENLEÇ, DÜZEYSİZ, DÜZETMEK, DÜZERMEK, DÜZELDEK, DÜZELMEK, DÜZENSİZ, DÜZELTEÇ, DÜZENLİK, DÜZELTİM, DÜZELTİŞ, DÜZELTME, DÜZENGEÇ, DÜZENDAŞ, DÜZENCİK, DÜZENBAZ

7 harfli kelimeler

DÜZENLİ, DÜZEYLİ, DÜZENCİ, DÜZENCE, DÜZERGE, DÜZEREN, DÜZEREK, DÜZENTİ, DÜZELME, DÜZEMEK, DÜZENNİ, DÜZEMEÇ, DÜZELTİ, DÜZENGE, DÜZENME, DÜZENEK

6 harfli kelimeler

DÜZEME, DÜZEGİ, DÜZENİ

5 harfli kelimeler

DÜZEÇ, DÜZEL, DÜZEM, DÜZEY, DÜZEN

4 harfli kelimeler

DÜZE

Bazı kelimelerin anlamları

DÜZE

Doz.

DÜZENLEMECİLİK

Düzenlemecinin yaptığı iş.

DÜZENLETTİRME

Düzenlettirmek işi.

DÜZENLETTİRMEK

Düzenletme işini yaptırmak.

DÜZENLETEBİLME

Düzenletebilmek işi.

DÜZENLEYEBİLMEK

Düzenleme imkânı veya olasılığı bulunmak.

DÜZELTMECİLİK

Eldeki imkânlarla, ihtilale başvurmadan toplum düzeninin daha iyi duruma getirilebileceğini, sosyal adaletin sağlanabileceğini ileri süren siyasi sistem, ıslahatçılık, reformculuk.

DÜZELTİLEBİLMEK

Düzeltilme imkânı veya olasılığı bulunmak.

DÜZELTEBİLMEK

Düzeltme imkânı veya olasılığı bulunmak.

DÜZENLEŞTİRME

(karşılık: ko-ordinasyon),Ahenkli bir sonuç elde etmek için uygun bir işbirliği halinde çalışma; kas hareketlerindeki düzenleştirme gibi.

DÜZENLETEBİLMEK

Düzenletme imkânı veya olasılığı bulunmak.

DÜZENLENEBİLME

Düzenlenebilmek işi.

DÜZENLEYEBİLME

Düzenleyebilmek işi.

DÜZELTİLEBİLME

Düzeltilebilmek işi.

DÜZENLEYİCİLİK

Düzenleyicinin yaptığı iş.

DÜZENLENEBİLMEK

Düzenlenme imkânı veya olasılığı bulunmak.

  -   -   -  

Anlamında DÜZE bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde DÜZE geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AHENKLİ

Uyumlu, düzenli. Eğlenceli.

AİDAT

Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti. Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para. Kesenek.

AKROSTİŞ

Her dizenin ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okunduğunda ortaya bir söz çıkacak bir biçimde düzenlenmiş manzume, muvaşşah, tevşih.

AĞITLAMA

Ölmüşleri anmak için düzenlenen törende okunan övgü.

ABDEST

Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma.

ADAPTÖR

Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı. Aygıtın kullanabileceği düzeye göre elektrik akımını ayarlayan alet, uyarlayıcı.

AKIŞKANLAŞTIRMA

Akışkanlaştırmak işi. Akışkanların niteliğini düzeltmek üzere yoğunlaşmış bir akım içinde parçacıkların yüzmesini sağlayan yöntem.

ALARM

Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret. Bu işareti veren düzenek.

AKINTIÖLÇER

Bir akarsuyun veya kanalın akıntı hızını ve düzeyini ölçmeye yarayan alet.

ALATURKA

Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı. Düzensiz, yöntemsiz. Alaturka saat. Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse).

AHENKSİZ

Uyumsuz, düzensiz. Eğlencesiz.

AKORTSUZLUK

Ses düzensizliği ya da ayarsızlığı. Radyoda gerçek ayar frekansı ile doğru değeri arasındaki sapma.

AKORT

Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılmış olan ayar, düzen. Armoniyi sağlayan seslerin birleşmesi. Uyum, uyumluluk.

ALACALIK

Alaca olma durumu. Renkli ve renksiz kılların bütün vücutta düzenli bir biçimde dağılmayarak büyük ve küçük parçalar hâlinde birleşmesiyle meydana gelen bir at donu.

AL

Kanın rengi, kızıl, kırmızı. Dorunun açığı, kızıla çalan at donu. Aldatma, düzen, tuzak, hile. Yüze sürülen pembe düzgün, allık. Bu renkte olan (at). Alüminyum elementinin simgesi. Bu renkte olan.

AÇILMA

Açılmak işi. Bir grupta, sıraların jimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi. Bir film çekiminde karanlıkta başlayıp gittikçe aydınlanarak görüntülerin belirmesine dayanan noktalama. Çatlama.

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

AKORTSUZLAŞTIRMAK

Ses düzensizliği veya ayarsızlığı meydana getirmek. Radyoda bir ayar frekansında sapma meydana getirmek.

AHENKSİZLİK

Uyumsuzluk, düzensizlik.

ADA

Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.