Kelimeler arşivi içinde; başında "daya" olan, toplam 109 adet kelime bulunmaktadır. daya ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu daya ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde daya olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
DAYANIKSIZLAŞMAK, DAYANILMAZLAŞMAK
DAYANDIRABİLMEK, DAYANIKLAŞTIRMA, DAYANIKSIZLAŞMA, DAYANILMAZLAŞMA
DAYANDIRABİLME, DAYANILABİLMEK, DAYANIŞABİLMEK, DAYANIŞMACILIK, DAYATILABİLMEK
DAYANAKSIZLIK, DAYANIKSIZLIK, DAYANILABİLME, DAYANILMAZLIK, DAYANIŞABİLME, DAYATILABİLME
DAYANABİLMEK, DAYANIGÖRMEK, DAYANIKLILIK, DAYATABİLMEK, DAYATIVERMEK, DAYATMACILIK, DAYAYABİLMEK, DAYAYIVERMEK
DAYAKKESİRİ, DAYAKLANMAK, DAYANABİLME, DAYANDIRMAK, DAYANIŞMACI, DAYANIŞMALI, DAYATABİLME, DAYATIVERME, DAYATTIRMAK, DAYAYABİLME, DAYAYIVERME
DAYAGLAMAK, DAYAHLAMAK, DAYAKLAMAK, DAYAKLANMA, DAYAKPINAR, DAYANAKLIK, DAYANAKSIZ, DAYANDIRMA, DAYANIKLIK, DAYANIKSIZ, DAYANILMAK, DAYANILMAZ, DAYANIRLIK, DAYANIŞMAK, DAYANMALIK, DAYANTILIK, DAYATILMAK, DAYATIŞMAK, DAYATTIRMA
DAYAHATUN, DAYAKLAMA, DAYANACAK, DAYANAKLI, DAYANAMAN, DAYANGILI, DAYANIKLI, DAYANILMA, DAYANIŞIK, DAYANIŞMA, DAYANTILI, DAYATILIŞ, DAYATILMA, DAYATIŞMA, DAYATMACI
DAYAKLIK, DAYAKSIZ, DAYANCAK, DAYANGAÇ, DAYANGAN, DAYANĞAL, DAYANĞAN, DAYANMAH, DAYANMAK, DAYAŞGAN, DAYAŞKAN, DAYATMAK
DAYACAH, DAYAKLI, DAYAMAK, DAYANAK, DAYANBA, DAYANÇA, DAYANGI, DAYANIK, DAYANIM, DAYANIŞ, DAYANMA, DAYANTI, DAYATIŞ, DAYATMA, DAYAYIŞ
DAYALI, DAYAMA, DAYANA, DAYANÇ, DAYAZA
DAYAG, DAYAH, DAYAK, DAYAR, DAYAS, DAYAZ
DAYA
DAYA
Çocuğa bakan dadı, sütnine, taya.
DAYATILABİLMEK
Dayatılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DAYANIŞABİLMEK
Dayanışma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DAYANIKLAŞTIRMA
Bir faz ya da yapının, dayancını artırma olayı ya da işlemi.
DAYANILABİLMEK
Dayanılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DAYANDIRABİLMEK
Dayandırma imkânı veya olasılığı olmak.
DAYANDIRABİLME
Dayandırabilmek işi.
DAYANILMAZLAŞMAK
Dayanılmaz bir duruma gelmek.
DAYANIKSIZLIK
Dayanıksız olma durumu, metanetsizlik. Varolan bir hastalık durumu nedeniyle, ilacın belirli etkilerine normalden daha fazla duyarlılık olması.
DAYANILABİLME
Dayanılabilmek işi.
DAYANILMAZLAŞMA
Dayanılmazlaşmak işi.
DAYANAKSIZLIK
Dayanaksız olma durumu.
DAYANIKSIZLAŞMA
Dayanıksızlaşmak işi.
DAYANIKSIZLAŞMAK
Dayanıksız bir duruma gelmek.
DAYANIŞMACILIK
Bir topluluğun bütün bireyleri arasında bir dayanışma bulunmasını toplu durumda yaşamanın gereklerinden sayan ve bireycilikle ortaklaşacılık arasında yer alan öğreti, solidarizm. İşverenler ile sendikaların birlikte ücretleri piyasa denge ücretinin altında belirledikleri toplu sözleşme sistemi.
DAYANILMAZLIK
Dayanılmaz olma durumu.
Bu bölümde tanımı içerisinde DAYA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AFAKİ
Gereksiz, önemsiz (söz). Bir kaynağa dayanmayan, hayalî.
AMYANT
Kolayca bükülen ve ateşe dayanan liflerden oluşmuş bir ak asbest türü.
AÇILMA
Açılmak işi. Bir grupta, sıraların jimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi. Bir film çekiminde karanlıkta başlayıp gittikçe aydınlanarak görüntülerin belirmesine dayanan noktalama. Çatlama.
AİLEVİ
Aileye dayalı. Aile ile ilgili.
ADAMSIZ
Adam olmadan. Güvenecek kimsesi olmayan, dayanağı bulunmayan, arkasız. Erkeksiz, kocasız.
AHİLİK
Cömertlik. Kökleri eski Türk törelerine dayanan ve Anadolu'da yüksek bir gelişim gösteren esnaf, zanaatçı, çiftçi vb. bütün çalışma kollarını içine alan ocak.
AKILSALLAŞTIRMA
Akılsallaştırmak işi. Bilinç dışı olayların mantık ve akla dayalı olarak açıklanması.
ALPAKA
Çift parmaklılar takımının devegiller sınıfından, Güney Amerika'da yaşayan, uzun tüylü, memeli bir hayvan (Lama glama pacos). Bu yünden dokunan kumaş. Alman gümüşü. Bu hayvanın yumuşak, hafif, dayanıklı ve parlak olan yünü.
AKRABA
Kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler. Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler. Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular.
AİLE
Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik. Eş, karı. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü.
AKILCILIK
Akla dayanan, doğruluğun ölçütünü duyularda değil, düşünmede ve tümdengelimli çıkarmalarda bulan öğretilerin genel adı, usçuluk, akliye, rasyonalizm, deneycilik karşıtı. Akla ve akıl yolu ile varılan yargıya inanma, akla aykırı veya akıl dışı hiçbir şeyi tanımama davranışı ve tutumu, akliye, rasyonalizm. Bilginin evrensellik ve zorunluluğunun deneyden ve deneye dayanan genellemeden değil, yalnızca akıldan çıkartılabileceğini savunan öğreti, rasyonalizm.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
ANAERKİLLİK
Kadının üstünlüğüne dayalı toplumsal örgütlenme düzeni, maderşahilik. Ananın egemen olduğu aile hayatı.
AKTÜERYAL
Sigorta risklerine ve istatistiklere dayanan.
ANAERKİL
Anaerki temeline dayanan, maderşahi, matriarkal.
AKBUĞDAY
Kurak iklime dayanıklı, beyaz kabuklu, ekmeklik buğday.
ALDATMACA
Aldatmaya dayanan davranış, aldatıcı oyun, dubara.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
ALIŞTIRMA
Alıştırmak işi. Vücudun gücünü ve dayanıklılığını artırmak için yapılmış olan uygulama, hazırlık çalışması, idman, egzersiz, antrenman. Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılmış olan tekrar, temrin, talim, egzersiz. Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması, rodaj.
AKTÜER
İstatistiklere dayanarak sigorta primlerini, risklerini hesaplayan kimse.