Kelimeler arşivi içinde; sonunda "buca" olan, toplam 4 adet kelime bulunmaktadır. Sonu buca ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında buca olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde buca olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
BUCA
İzmir iline bağlı ilçelerden biri.
ABUCA
Abla, büyük kız kardeş. Hala. Hanım, hanımefendi. Amca.
SOBUCA
Aydın kenti, Koçarlı ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.
UBUCA
Küçük tencere.
Bu bölümde tanımı içerisinde BUCA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BUCAKSIZ
Bucağı olmayan.
ÇİZİKTİRMEK
Çabucak çizmek, çızıktırmak. Baştan savma yazmak.
ACİLEN
Çabucak.
ANINDA
Çabucak. Aynı anda, o anda yapılan, simultane.
DERAKAP
Hemen arkasından. Çabucak.
ÇABUKÇA
Çabucak.
HEMEN
Çabucak. Yalnız, sadece. Aşağı yukarı. Çok.
ÇABUCAK
Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hemencek, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, takkadak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yelalim. Kolaylıkla.
HEMENCECİK
Çabucak.
ALABİLDİĞİNE
Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde. Olanca hızı ile. Aşırı derecede, gereğinden çok, gırla, sıvırya.
ÇARÇABUK
Çabucak.
AKMAK
Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek. Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak. Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak. Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak. Boya birbirine karışmak. Art arda ve toplu olarak gitmek. Karışmak, katılmak. Sıvı bir madde bir yerden çıkmak. Sıvı maddeler aşağıya yönelmek. Zaman çabuk geçmek. Sürüp gitmek.
HACIYATMAZ
Yere nasıl bırakılırsa bırakılsın, dibinde bulunan ağırlık sebebiyle dik bir durum alan oyuncak. Güç durumlarda çıkarı için kişiliğinden özveride bulunarak kendini çabucak toparlamayı beceren kimse.
GİRGİN
Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı.
ALELACELE
Çabucak.
ÇABUCACIK
Çabucak.
DENİZ
Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi. Bu su kütlesinin belirli bir parçası. Aydaki düzlükler. Çokluk, yoğunluk. Geniş alan. Şanlıurfa şehrinde, Şehitnusretbey bucağına bağlı olan küçük bir yerleşim birimi.
HIZLA
Çabucak.
ENGİN
Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi. Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat. Değer ve fiyatı düşük olan. Açık deniz.
HIZLI
Çabuk, seri, süratli. Çabucak. Uçarı, çapkın, hovarda. Güç kullanarak.