Kelimeler arşivi içinde; sonunda "bilir" olan, toplam 25 adet kelime bulunmaktadır. Sonu bilir ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında bilir olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde bilir olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
KAYNAKLANABİLİR
LEHİMLENEBİLİR, İNDİRGENEBİLİR
UYARLANABİLİR, AÇIKLANABİLİR, ALGILANABİLİR
YAŞLANABİLİR, EĞİTİLEBİLİR
İYİLİKBİLİR, YENİLEBİLİR, KARIŞABİLİR, İŞLENEBİLİR, BÖLÜNEBİLİR, TAŞINABİLİR
ÇARŞIBİLİR, DEĞERBİLİR, KİTAPBİLİR, ÖDENEBİLİR, KADİRBİLİR
HAKBİLİR, TATBİLİR, OLABİLİR
ERBİLİR, ÖZBİLİR
BİLİR
BİLİR
"Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz.
ÇARŞIBİLİR
Gelinin gereksinmelerim almakta yetenekli, güvey yanlısı kimse.
İNDİRGENEBİLİR
Daha düşük bir oksitleme derecesine indirilebilen.
KARIŞABİLİR
Birbiriyle her oranda karışıp tek faz haline gelebilme özelliği.
TAŞINABİLİR
Taşınır.
EĞİTİLEBİLİR
Anlık gelişimi bakımından geri olan çocuklar arasında sınırlı da olsa bir okul öğrenimi gücü gösterenler. (Genel olarak Z. B.'leri 50-75 arasındadır.).
KAYNAKLANABİLİR
Kaynakla tutturulabilme durumunda olan.
AÇIKLANABİLİR
Anlaşılır duruma getirilebilen.
İŞLENEBİLİR
İşlemeye uygun özellikte olan.
YENİLEBİLİR
Yemlerin yenebilen kısımları.
UYARLANABİLİR
Sinema özellikleri taşıyan, bundan dolayı uyarlanması kolay olan, uyarlanmaya yatkın metin.
LEHİMLENEBİLİR
Lehimleme işlemi ile tutturulabilen.
İYİLİKBİLİR
Değerbilir.
ALGILANABİLİR
Duyular yardımıyla varlığı anlaşılabilir olan.
BÖLÜNEBİLİR
Bölünüme uğramaya yatkın çekirdek.
YAŞLANABİLİR
Yaşlanma işlemi sonucunda yaşlanma özelliği gösteren.
Bu bölümde tanımı içerisinde BİLİR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AYAKLANMAK
Çocuk yürümeye başlamak. Hasta iyileşip yürüyebilir duruma gelmek. Ayağa kalkıp gitmeye davranmak. Toplu bir biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek. Uyanmak, uyanıp kalkmak.
ALİMALLAH
Söylenen bir sözün doğruluğuna inandırmak için "en iyisini Allah bilir" anlamında kullanılan bir söz.
BİÇİMLENDİRMEK
Bir şeye belirli bir biçim vermek, şekillendirmek. Yazı ve simgeleri bilgisayara elverişli duruma getirmek, formatlamak. Bilgisayarda disket vb.ni kullanılabilir duruma getirmek veya disket vb.ni zararlı ögelerden temizlemek, formatlamak.
BULUT
Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın. Keder, endişe. Herhangi bir şeyden oluşan yoğun yığın.
AKORDİYON
Üstündeki düğmelere veya tuşlara basarak metal dilcikleri titretme yolu ile çalınan körüklü, elde taşınabilir bir çalgı, akordeon, armonika. Kumaşlarda makine ile yapılmış kırma.
BATİSFER
Su üstü araçlarına çelik kablo ile bağlanmış, negatif yüzebilirliği bulunan dalış küresi.
DEĞİŞKEN
Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil. Geometride, bir koninin odağından çıkan dikeyin konikle kesiştiği noktaya kadar olan parçanın uzunluğu, parametre. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik. Bir istatistik bütünün belli başlı niteliklerini daha basit ve kısa olarak gösterme olanağı veren ölçülebilir büyüklük, parametre. Cebirde bir denklemin katsayılarına giren değişken nicelik, parametre.
ÇEKTİRME
Çektirmek işi. Arabaların göbek bilyelerini çıkarmak için kullanılan araç. Yaklaşık 30-50 grostonluk yelkenli veya yük taşıyan motorlu büyük kayık. Arabaların değişik bölümlerinde hareketi ve dönüşü sağlamaya yarayan rulmanların yuvalarından çıkarılması işinde kullanılan alet. Çektiri. Sökülebilir elbise, yemek ve salon dolaplarının tablalarını birbirine tutturmak için metal veya plastikten yapılmış bağlantı parçası.
ÇADIR
Keçe, deri, kıl dokuma, sık dokunmuş kalın bez veya plastik maddelerden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ. Gölgelik olarak kullanılan tente veya şemsiye.
BİLMİŞ
Her şeyi bilir geçinen, bilgiçlik taslayan.
ÇATAL
İki veya daha çok kola ayrılan değnek. Dirgen. Bir tür olta iğnesi. Ucu kollara ayrılmış. İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir. Dallı olan şeylerin her kolu. Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç. İki taraflı. Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri.
BELKİ
Olabilir ki, muhtemel olarak. Olsa olsa, ya . ya ..., ihtimal.
ARKEBÜZ
XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli silah.
AMAN
Yardım istenildiğini anlatan bir söz. Dikkat çekmek için kullanılan bir söz. Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz. Şaşma anlatan bir söz. Rica anlatan bir söz. Çok beğenmeyi anlatan bir söz: Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir. (ama:n) Usanç ve öfke anlatan bir söz.
DÖŞEMEK
Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak. Boru, kablo vb. yerleştirmek, çekmek. Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı oraya yerleştirmek. Kumaş, halı vb.ni bir yeri iyice örtecek biçimde sermek.
BİÇİM
Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.
BESİN
Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda. Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey.
BAĞ
Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne. Meyve bahçesi. Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılmış olan yay biçimindeki işaret. İlgi, ilişki, rabıta. Bağlam, deste, demet. Sargı.
DİYAFRAM
Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran ince ve geniş kas. Bir ışık demetinde uçtaki ışıkları tutmak ve optik cihazlarda daha net bir görüntü elde etmek için kullanılan çapı ayarlanabilir ışık geçirmez levha.
BİLİRKİŞİLİK
Bilirkişinin yaptığı iş.