AYIP ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "ayıp" olan, toplam 16 adet kelime bulunmaktadır. ayıp ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu ayıp ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ayıp olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

AYIPLAYABİLMEK

13 harfli kelimeler

AYIPLAYABİLME

10 harfli kelimeler

AYIPENÇESİ, AYIPLANMAK, AYIPSANMAK, AYIPSINMAK, AYIPSIZLIK, AYIPSİNMEK

9 harfli kelimeler

AYIPLAMAK, AYIPLANMA, AYIPSAMAK

8 harfli kelimeler

AYIPLAMA

7 harfli kelimeler

AYIPLIK, AYIPSIZ

6 harfli kelimeler

AYIPLI

4 harfli kelimeler

AYIP

Bazı kelimelerin anlamları

AYIP

Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış. Kusur, eksiklik. Utanç veren.

AYIPLIK

Haya, utanma.

AYIPSİNMEK

Utanmak, ayıp saymak.

AYIPLAMAK

Kınamak.

AYIPENÇESİ

Ayıpençesigiller (Acanthaceae) familyasından, çiçekleri kurutularak çaylara koku vermesi için katılan, çok yıllık, dikenli ve otsu bir bitki.

AYIPLAMA

Kınama.

AYIPLI

Ayıbı, kusuru olan.

AYIPLAYABİLMEK

Ayıplama imkânı veya olasılığı bulunmak.

AYIPLANMAK

Ayıplama işine konu olmak.

AYIPLANMA

Ayıplanmak işi.

AYIPLAYABİLME

Ayıplayabilmek işi.

AYIPSANMAK

Ayıplamak.

AYIPSIZLIK

Ayıpsız olma durumu.

AYIPSINMAK

Ayıplamak. Utanmak, ayıp saymak. Ayıp saymak, utanmak.

AYIPSIZ

Ayıbı, kusuru olmayan.

AYIPSAMAK

Ayıplamak.

  -   -   -  

Anlamında AYIP bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde AYIP geçen kelimeler listesi verilmiştir.

CANLI

Canı olan, diri, yaşayan. Hareketli, hayat dolu, dinamik. Güçlü, etkili. Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan. Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk), ateş parçası. Canlı yayın. Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde.

BİRİKTİRMEK

Toplayıp yığmak. Bir şeyi ölçülü kullanarak artırmak, tasarruf etmek. Öğrenme, yarar sağlama vb. sebeplerle bazı nesneleri bir araya getirmek, koleksiyon yapmak.

AYKIRI

Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif. Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal. Çapraz, ters. Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen. Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan.

AHMAKLAŞMAK

Aptallaşmak. Bir an için şaşalayıp bocalamak.

ÇATLAK

Çatlamış olan. Yer altındaki taş kütlelerinin basınç ve gerilim dolayısıyla yer değiştirmeden çatlayıp yarılması, diyaklaz. Değişimin başlangıcı. Deli. Deri, mukoza, kemik veya herhangi bir organ üzerinde uzunluğuna olan açıklık, yarık, fissür. Ara, aralık. Herhangi bir yerde uzunluğuna olan açıklık.

APİKO

Geminin, zinciri toplayıp demirini kaldırmaya hazır olması. Derli toplu, süslü, şık. Hazır, tetik.

AÇILMA

Açılmak işi. Bir grupta, sıraların jimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi. Bir film çekiminde karanlıkta başlayıp gittikçe aydınlanarak görüntülerin belirmesine dayanan noktalama. Çatlama.

BURJUVA

Şehirde yaşayıp özel imtiyazlardan yararlanan. Orta sınıftan olan, kent soylu.

BOHÇALAMAK

Bir şeyi bohça içine koyup sarmak. Ayakları havada bağdaş kurar gibi toplayarak denize veya havuza atlamak. Güreşte rakibin kol ve ayaklarını üst üste getirerek kımıldayamaz durumda alttan kavrayıp kucaklamak.

BEZEKÇİ

Duvar ve tavanları boyayıp birtakım resim veya şekillerle süsleyen kimse, nakkaş. Gelinleri süsleyen kadın.

BALİSTİK

Ateşli silahlarda barut gazının basıncı ile fırlayıp hedefe varıncaya kadar merminin havadaki hareketini inceleyen bilim. Mermi çekirdeği üzerindeki fiziksel değişimleri inceleyerek merminin çıktığı silahın tanımlanmasını sağlayan işlem.

ÇARÇUR

"Gereksiz yerlere harcayıp tüketmek" anlamındaki çarçur etmek ve "gereksiz yere harcanmak, ziyan olmak" anlamlarındaki çarçur olmak sözlerinde geçer.

ARILAMAK

Bir şeyde herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını bildirmek, tenzih etmek.

CAMSI

Cam gibi saydam olan, cama benzeyen. Yerin içinden yüze çıkan erimiş sıcak maddelerin, soğuma sırasında billurlaşmayıp biçimsiz olarak katılaşmış durumu.

BAKAYA

Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar. Ait olduğu yıl içinde toplanamayıp ertesi yıla kalan vergiler. Kalıntılar.

AYLIKÇI

Aylıkla çalışan kimse. Başka geliri olmayıp yalnız aldığı aylıkla geçinen kimse.

ABDEST

Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma.

BARMEN

Barda içki hazırlayıp sunan kimse.

BAKAKALMAK

Şaşkınlığa uğrayıp ne yapacağını bilmez durumda kalmak.

ASINTI

Bir işi hemen yapmayıp bekleterek geri bırakma, tehir, tavik. Sırnaşan, tebelleş olan kimse. Birini tedirgin edecek kadar üzerine düşme.