ALÇAK ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "alçak" olan, toplam 12 adet kelime bulunmaktadır. alçak ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu alçak ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde alçak olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

ALÇAKLAŞABİLMEK

14 harfli kelimeler

ALÇAKLAŞABİLME, ALÇAKLAŞTIRMAK

13 harfli kelimeler

ALÇAKLAŞTIRMA

11 harfli kelimeler

ALÇAKLAŞMAK

10 harfli kelimeler

ALÇAKLAMAK, ALÇAKLAŞMA

9 harfli kelimeler

ALÇAKDERE

8 harfli kelimeler

ALÇAKBEL, ALÇAKLIK

7 harfli kelimeler

ALÇAKÇA

5 harfli kelimeler

ALÇAK

Bazı kelimelerin anlamları

ALÇAK

Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı. Kısa (boy). Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain. Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer).

ALÇAKLIK

Alçak olma durumu, denaet, pespayelik. Alçakça davranış, habaset, şenaat.

ALÇAKÇA

Oldukça alçak. (alça'kça) Alçak, aşağılık kimselere yaraşırcasına, sefihane.

ALÇAKLAMAK

Tahkir etmek.

ALÇAKLAŞABİLMEK

Alçaklaşma eğilimi veya olasılığı bulunmak.

ALÇAKLAŞMA

Alçaklaşmak durumu.

ALÇAKLAŞABİLME

Alçaklaşabilmek işi.

ALÇAKLAŞMAK

Alçak duruma gelmek.

ALÇAKBEL

Amasya kenti, Destek bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Tokat ili, Niksar ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

ALÇAKLAŞTIRMAK

Alçaklaşmasına sebep olmak.

ALÇAKDERE

Gümüşhane ilinde, Yağmurdere nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

ALÇAKLAŞTIRMA

Alçaklaştırmak işi.

  -   -   -  

Anlamında ALÇAK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ALÇAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

DENAET

Alçaklık.

ALÇALMAK

Alçak duruma gelmek, yüksekten aşağı doğru inmek. İnsanın değeri azalmak.

BASIK

Basılmış, yassılaşmış. Çok yüksek olmayan, alçak. Kısık.

DENİ

Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse).

BOYUN

Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi. Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer.

DUN

Alçak, aşağı, aşağılık.

BENDEZADE

Alçak gönüllülük göstererek "benim çocuğum" anlamında kullanılan bir söz.

ENGİN

Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi. Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat. Değer ve fiyatı düşük olan. Açık deniz.

AĞIR

Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.

DERVİŞ

Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse, alperen. Alçak gönüllü ve her şeyi hoş gören kimse. Kırlangıç balığının küçüğü. Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse.

ALÇALTMAK

Alçak duruma getirmek. Değerini azaltmak.

ALÇACIK

Çok alçak.

ADİ

Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan. Bayağı. Aşağılık, alçak.

ÇANAK

Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap. Göstermelik, yalan yanlış, önceden belirlenmiş sonucu almaya yönelik. Göz çukuru. Çiçeğin en dışında bulunan yeşil yaprakların tümü. Çevresine göre alçakta bulunan, derinliği genişliğinden az olan arazi.

BAHRİ

Denizle ilgili. Uzun boyunlu, sivri gagalı, boynunun önü ve göğsü parlak beyaz olan, alçaktan ve hızlı uçan, suya bağımlı bir tür kuş (Podiceps cristatus).

BAZİLİKA

İçi, ortadaki yüksek, yanlardakiler daha alçak olmak üzere iki sıra sütunla üç salona ayrılmış, dikdörtgen biçiminde büyük kilise. Kral sarayı. Dikdörtgen biçiminde, uç kısmında yarım çembere benzeyen bir çıkıntısı olan Roma mahkemesi.

ALÇARAK

Az alçak.

ATLAMAK

Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak. Yanılmak, aldanmak. Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak. İnmek. Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek. Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek. Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek. Binmek. Sınıfı okumadan geçmek.

AŞAĞI

Bir şeyin alt bölümü, zir, yukarı karşıtı. Bayağı, adi. Niteliği düşük, kötü. Daha küçük, daha az. Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri. Değeri daha az. Aşağıya, yere doğru. Bir yere göre daha alçak yerde bulunan.

ERDEM

Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet. İnsanın ruhsal olgunluğu.