Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ekmek" olan, toplam 38 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ekmek ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında ekmek olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ekmek olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
TÖNGEREKMEK
ŞINAÇEKMEK, KEÇEÇEKMEK
KOLÇEKMEK, GOLÇEKMEK, GEVREKMEK
GÖLEKMEK, YÖNEKMEK, TÖZEKMEK, TEREKMEK, SÖMEKMEK, SÖBEKMEK, SELEKMEK, KÖREKMEK, KOREKMEK, İŞÇEKMEK, FİCEKMEK, FENEKMEK, GEREKMEK, ELÇEKMEK, DİZEKMEK, ÇÖZEKMEK, CIZEKMEK, BİREKMEK
İREKMEK, EREKMEK, ELEKMEK, BÜEKMEK
LEKMEK, YEKMEK, SEKMEK, BEKMEK, TEKMEK, GEKMEK, DEKMEK, KEKMEK, ÇEKMEK
EKMEK
EKMEK
Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılmış olan yiyecek, nan, nanıaziz. Serpmek. Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek. İnsanı geçindirecek iş, kazanç. Yemek, aş. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak. Yarışta geçmek. Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak. Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek. Toprağı ekip biçmek için kullanmak.
SELEKMEK
Usulca birinin arkasından gitmek, iz sürmek.
KOREKMEK
Körelmek, kullanılmamak, ıssızlaşmak.
SÖBEKMEK
Saklambaç oyununda belirlenen yere ebenin ya da oyunculardan birinin önce gelmesi.
TÖNGEREKMEK
Yuvarlanmak.
SÖMEKMEK
İş uzayıp gitmek, sürüncemede kalmak. İplik yumağı ya da makara boşanmak.
GOLÇEKMEK
Yemin etmek, ant içmek.
GEVREKMEK
Kavun keleği.
KÖREKMEK
Bağ, bahçe bakımsızlıktan kurumaya yüz tutmak. Bir şey işe yaramaz hale gelmek. Bir ailenin şansı azalmak, kötüye gitmek. Ateş ya da ışık yavaş yavaş sönmeye yüz tutmak. Kaynak, suyu azalarak kurumaya yüz tutmak.
KEÇEÇEKMEK
Semere keçe dikmek. (Senirkent Isparta).
TÖZEKMEK
Ayağı engele takılıp sendelemek, düşer gibi olmak.
YÖNEKMEK
Yön almak.
TEREKMEK
Mayasız hamurdan açılıp, sacda pişirilen yufka ekmeği.
ŞINAÇEKMEK
Araba tekerine şına takmak. (Aksaray Niğde.).
GÖLEKMEK
Hayvan kalkamayacak halde ters yatmak.
KOLÇEKMEK
İmzalamak.
Bu bölümde tanımı içerisinde EKMEK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
CEHENNEMLİK
Öldükten sonra yerinin cehennem olacağı sanılan, cehenneme layık (kimse). Hamamın ocağı, külhan. Modern ekmek fırınlarında ateşin bulunduğu en sıcak bölüm.
BAZLAMA
Sacda pişirilmiş yuvarlak ekmek, bazlamaç. Tatlısı bol, kalın gözleme, bazlamaç.
ARPA
Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare). Rüşvet. Bu bitkinin ekmek ve bira yapımında kullanılan, hayvanlara yem olarak verilen taneleri.
BENZEŞEN
Ünlü veya ünsüz benzeşmelerinde, etki altında kalan ünlü veya ünsüz: Sütçü (süt-çü), ekmekten (ekmek-ten), odalardan (oda-lar-dan) kelimelerinde bulunan -çü, -ten, -dan eklerindeki ünsüz veya ünlüler gibi.
AKBUĞDAY
Kurak iklime dayanıklı, beyaz kabuklu, ekmeklik buğday.
AMAN
Yardım istenildiğini anlatan bir söz. Dikkat çekmek için kullanılan bir söz. Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz. Şaşma anlatan bir söz. Rica anlatan bir söz. Çok beğenmeyi anlatan bir söz: Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir. (ama:n) Usanç ve öfke anlatan bir söz.
AMA
Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin. Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz. Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz. Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz. Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz.
CEZBETMEK
Kendine çekmek, bağlamak, etkilemek.
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
CIMBIZ
Kıl vb. ince şeyleri tutmak veya çekmek için kullanılan küçük maşa. Özellikle dokumacılıkta kumaş yüzlerindeki düğüm, çöp vb. maddeleri temizlemekte kullanılan el aracı.
AHLAMAK
İç çekmek, ah etmek, ah çeker gibi ses çıkarmak.
BİŞİ
Çörek, tatlı bir tür ekmek.
BAGET
Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk. Tavuk, piliç vb. kanatlılarda but ile paça arasında kalan etli bölüm. Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik. Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş. Düşük gramajlı ince, uzun ekmek.
BEYGİR
At. Atlama beygiri. Sadece yük taşımakta veya araba çekmekte kullanılan at.
BİNİT
Binilecek taşıt ya da hayvan. Hamur durumundaki ekmeklerin, fırına atılmadan önce içine konulduğu oyuk gözlü tahta.
BOCURGAT
Ağır yükleri çekmek için manivela ile döndürülen ve döndürüldükçe çekilecek şeyin bağlı bulunduğu urganı kendi üzerine saran çıkrık.
BAĞIŞLAMAK
Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek. Hoşgörmek. Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek, affetmek. Görevden çekmek, almak.
BAHARATLANDIRMAK
Baharat ile süslemek, lezzetlendirmek, baharat ekmek.
ASILMAK
Asma işi yapılmak veya asma işine konu olmak. Bir şey isterken karşısındakini tedirgin edecek derecede üstelemek, ısrar etmek, ileri gitmek. Bir yere tutunup sarkmak. Sonuna kadar mücadele etmek. Karşı cinsin ilgisini çekmek için rahatsız edici davranışlarda bulunmak. Hızla eline almak. Tutup çekmek. Boynuna ip geçirip sallandırılarak öldürülmek, idam edilmek.
BANAK
Ekmek parçası, lokma.