Kelimeler arşivi içinde; başında "öç" olan, toplam 15 adet kelime bulunmaktadır. öç ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu öç ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde öç olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ÖÇBELENMEK
ÖÇLENMEK
ÖÇCETEN, ÖÇLENME, ÖÇÜRMEK, ÖÇÜTMEK
ÖÇÜRLÜ, ÖÇÜRÜK
ÖÇCEN, ÖÇMEK
ÖÇBE, ÖÇLÜ, ÖÇÜK
ÖÇÜ
ÖÇ
ÖÇ
Kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, intikam.
ÖÇLÜ
Kin ve intikam dolu, öç alma isteğinde olan.
ÖÇÜ
Eşek.
ÖÇLENMEK
Öç beslemek, öç ile dolu duruma gelmek, hınç beslemek, kin duymak.
ÖÇÜRLÜ
Dolayısıyla, nedeniyle: Bayram olduğundan öçürlü bu masrafa girdim.
ÖÇBELENMEK
Kendini beğenmek, şımarmak.
ÖÇÜK
Kalın dudak. Böcek.
ÖÇCETEN
Birdenbire.
ÖÇBE
Geveze, çok konuşan. Bilgiçlik taslayan, her şeye karışan. İnatçı. Kendini beğenmiş, şımarık.
ÖÇÜRÜK
Tarlalara zarar vermemesi için hayvanın üç ayağı bağlanmış durumu.
ÖÇÜRMEK
Söndürmek.
ÖÇÜTMEK
Korkutmak.
ÖÇCEN
Çocukları korkutmak amacıyla söylenen hayali yaratık, umacı, cin, peri.
ÖÇMEK
Sönmek : Ateş öçüyor.
ÖÇLENME
Öçlenmek durumu.
Bu bölümde tanımı içerisinde ÖÇ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BAĞIRTLAK
Orta büyüklükte, eti sevilen bir cins göçebe ördek, bozkır tavuğu (Querquedula).
GÖÇELGE
Göçülen yer.
BILDIRCIN
Tavukgillerden, boz renkli, benekli, yurdumuzda en çok sonbaharda eti için avlanan, etinden ve yumurtasından yararlanılan göçebe kuş (Coturnix).
ANAVAŞYA
Göçücü balıkların Akdeniz'den Karadeniz'e çıkması, katavaşya karşıtı.
ÇERGE
Derme çatma çadır, göçebe çadırı. Çingene çadırı. Otağ.
FOTOTAKTİZM
Işığa göçüm.
ÇULLUK
Çullukgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'da yaşayan, tüyleri kahverengi ve kül rengi, göçebe, eti için avlanan, uzun gagalı, göçmen bir kuş, bekas (Scolopax rusticola).
GÖÇEBELEŞME
Göçebeleşmek işi.
FASIL
Bölüm, kısım, devre. Osmanlı ve Arap tiyatrosunda oyunun perde bölümü. Dönem, devre. Belli bir sürede yapılmış olan iş, karşılaşılan durum veya olay. Bütçede ayrı ayrı gösterilen bölümler. Orta oyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna. Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi vb. parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi.
AŞİRET
Dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren, birçok boydan oluşan, yapısındaki aileler arasında toplum, ekonomi, din, kan veya evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleşik nitelikteki topluluk, oymak.
BEDEVİ
Çölde, çadırda yaşayan göçebe. Böyle bir hayat sürdüren kimse. Bedevilik tarikatından olan derviş.
FOTOTAKSİ
Işığa göçüm.
GÖÇEBELİK
Göçebe olma durumu, göçerlik. Bir toplumsal birliğin, yaşamak için gerekli kaynakları elde edebilmek üzere düzenli aralıklarla yer değiştirme geleneğinde veya alışkanlığında olması.
BUĞDAYCIL
Bataklık yerlerde, patates, pancar tarlalarında yaşayan göçücü bir kuş (Luscinia svecica cyanecula).
DİYARIGURBET
İş, eğitim vb. sebeplerle göç edilen yabancı yer.
BARHANA
Kafile, küçük kervan. Göç eşyası, ev eşyası.
GÖÇEBE
Değişik şartlara bağlı olarak belli bir yöre içinde çadır, hayvan ve öteki araçlarla yer değiştiren, yerleşik olmayan (kimse veya topluluk), göçer, göçkün. Mevsimlere göre ülke veya yer değiştiren (hayvan).
GÖÇEBELEŞMEK
Göçebe durumuna gelmek.
AKBAŞ
Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla).
EVCİKKIRAN
Köygöçüren.